Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Anarşi - II

Nefret etmemek o kadar zor ki. İnsanlardan, eşyalardan, geleneklerden. Senin azmini kırıp kanamanı izlerken zevkten dört köşe olduklarında mantıklı gelen tek his nefret oluyor. Ama ben nefretin insanı ne hale getirdiğini biliyorum. Nefret insanı paramparça yapar. Olmadığı birisine dönüştürür. Hiçbir zaman dönüşmeyeceğine yemin ettiği birisine.
Tüm sarsıntıları, durağan bir formda kucaklamak ve çoğu zaman can sıkıntısının kapanına kısılmış gibi hissetmek. Bir taraf pusmuşken, diğerinin kusması ve bu rekabetin tam ortasında kalakalmış olanın, bütünüyle keyiften uzak yaşamaya atanmış ya da sürülmüş olması. Bazı anlarda kullanmak zorunda olduğumuz kuvvetli sözcükler, havada asılı biçimde kullanılmayı bekliyorlar. Gel gelelim, yaşanılanları düzeltebilmek ya da istenilen sonucu herkese giydirebilmek, ne yazık ki kimse için mümkün ve doğru değil. "Her zamankinden!", dedi siyah kasketli çocuk. Ve işte, tam önünde ağzına kadar dolu bir hissizlik anı . "İyi ki dağlar, denizler ve gökyüzü var" diye geçirdi içinden ve gülücüğü yüzünde kırıldı.

Mammatus Bulutları

Resim

Richter Ölçeği

Zaman geçtikçe bilgeliğin yaşla ilgisi olmadığını öğrendim. Yaş sadece yorgunluğu getirir. Yaşlandıkça yalanları karıştırmak ve korkuları saklamak yorucu bir hal alır. Kişinin kendini tanıyor olması ise düşüncesizce yaptığı şeylerin hiçbirini gizlemez; ya da bizi yoran şeyleri.

Anarşi - I

Sevdiğimiz insanların öcünü almak istediğimizde, kişisel adalet, toplumsal ve ilahi adalet ile çakışır. Yargıç, jüri ve Tanrı oluruz. Bu seçimle beraber göz korkutan bir sorumluluk girer devreye. Bazıları bu yükün altında ezilir, bazıları da dengeyi kuramaz. Gerçek insan, kalbindeki tutku ve beynindeki mantık arasındaki dengeyi bulur. Çözüm her zaman doğruluğun ve kuvvetin eşit karışımındadır.