“Ben” Kimim?

Ben bir arzuyum; kendim için haz alma arzusu. Ben, hiç durmadan devam eden ve kendi kendini geliştiren bir deneyimin, kusursuz ve mükemmel taslağı ve elemanıyım. Her şeyin en başında planlanmış tasarımın, parçalara bölünmüş ve teker teker kutsanmış numunelerinden bir tanesiyim. Işık beni besler, beni büyütür ve bana biçim verir. Ben, doğarken borçlandım ve doğmadan evvel, dört aşamadan geçtim. Hem eşsizim, hem de bayağıyım. Gözlerimin gördüğü ve de göremediği her şeyi içimde taşırım. Her şey, benim içimde barınır.

Başlangıcım ve sonum belli. Özellikle insan gözlerinden uzakta dururum ve dile de kolayca dolanmam. Ben, gecenin karanlığını aydınlatan titrek mum ışığı, beyne saplanan keskin düşünce kıymığıyım. Uzağım, uzaklığım ve her yerim. Göğüs kafesinin ardında ikamet eden her bir hissin içerisinde gizlenirim. Orada sinsi bir yılan gibi kıvrılır ve ruhunu ele geçiririm. Sonra da salyam akar. Hatıraları bükebilir, düşünceleri bozabilir ve gerçeği saptırabilirim.

Ben geçen dakikaların götürdüğü ve gelecek dakikaların getirdiğiyim. Şafağı ben uyandırırım. Ben gözyaşındaki tuzum. Devede hörgüç, kedide bıyık, kartalda pençeyim. Uçan arının bacaklarına tutunmuş çiçek özüyüm. Kükreyen şelalede, sıçrayan damlayım. Çölde kum tanesiyim. Yarım kalmış olmasına rağmen mırıltı ya da ıslık ile tamamlanabilecek bir melodiyim. Bulaşıcı kahkaha, akortsuz enstrümanım. Rüzgar esintisi, yıldız parıltısı ya da dalga köpüğüyüm.

Çaresizlik içerisinde, gökyüzüne doğru yükseltilen duayım. Geceleri yastığa konan, çok sesli kelleyim. Dindarın inancı, inançsızın mantığıyım. Hayatı var gücümle ciddiye almak istemem. Çiftken tek, tekken hiç olmaya yatkınım. Bir şeyi söylemeden önce üç kere düşünmeyi savunsam da, genelde hiç düşünmeden söyleyiveririm.

İsyan bayrağını, tecrübe ettiğim şeylere karşı olur olmaz çektiğim görülmüştür ve kendimi bundan dolayı pişman da hissetmem. Kendimden başkasını bilmem ve bununla gurur duyarım. Bir kurgunun içinde yaşar ve sadece kendimi iyi ya da doğru sandığım yalanına inanırım. Dünyayı değiştirmek benim işimdir, kendimi değiştirmek ise bana küfür gibi gelir. Çünkü değişime ihtiyaç duyan ben değilim! Benim haricimdeki her şey, kusurludur ve aykırı. Ben insanım, beni hafife almamalı...

Dediğim gibi, ben bütünün bir parçası ya da ta kendisiyim. Gerçeği ise çok sonradan edindim. Niyetim beni, ben ise niyetimi doğururum. Ben, çekilen tüm perdelerin ardında kalan gizemli kuvvetim. Ateşten doğdum, çamurda piştim, suda arındım. Kendimi kısıtlayabildiğim yerde prangalarımı kırarım ve gücümü başkalarına yansıtabildiğim kadar varım.

Hem köle, hem de efendiyim. Kendi ülkemde iktidarım. Halkım benim, benliğim ise halkımın. Ben, emek sarf eden kişinin terli avuç içi ve alın akıyım. Bazen mazlumun, bazen de suçlunun celladıyım. O nedenle pek de seçici değilim. Ben evrensel ve içreğim. Hatalar ile gelişirim.

Ben bilinenin ve bilinmezliğin en yalın ve de en komplike haliyim. Kilitli kapıyım, anahtarımı da yuttum. Dengenin ve yoksunluğunun et ve kemiğe bürünmüş haliyim. Dedektifliğe soyundum, doğanın kurulu düzeni içerisinde kendime bir rol arıyorum. Büyütecim elimde, ellerim ise cebimde dolanıyorum.

Ben karanlık ve aydınlığım. İşkence görmüşlerin saptayıcısı, bulabildikten sonra ise gardiyanıyım. Etrafı tarıyor, kolaçan ediyorum. Zihni besleyen fikirleri kemirmek isterim. İştahlıyım, karnımı doyurmak için yaşarım. Ben, duyguların bedenden fışkırdığı yırtığım. Kana bulanmış her şey. Evreni oluşturan her bir elementi birbirine bağlayan sihirli ve görünmez halatı ben ördüm.

Hadsizin tekiyim. Evler, odalar ya da beton duvarlar için, hüzünlü bir tavır takınabilirim. Renklerden yeşilim ya da siyah. İhtimaller silsilesiyim. Sebep ve sonuç ilişkisiyim. Samimiyet ve dürüstlüğün el değmemiş masumiyetiyim. Ben, kaderine boyun eğenim.

Söylenmeyen ya da söylenemeyecek olan her bir sözcüğün, boğazda oluşturduğu kör düğümüm. Boğucu ve yoğun sigara dumanıyım. Hayallerin sıcaklığı ve arzuların harlanmış ateşiyim. Hızla itilir, yavaşça düşerim.

Tutkunun yeşerdiği bahçelerde çiçek açarım. Ben, matematiksel bir formülüm. Gerçeği göstermeye hazırım. Çekilen ilk fotoğrafım. Yolun tam ortasındaki keskin rampa ve insanın kendini aniden içinde bulduğu sürpriz çıkmaz sokağım. Donuk ve kederli bakışlarım. Galiba biraz yorgunum.

Soyut olanın, somut formuyum. Ulaşılamaz olan her şey için artan talebim. Halka sunulan su götürmez yalanlarım. Sarhoşken unutulan toplumsal değerlerim. Ahlak bekçiliği taslayan bir kanunsuzum. Ufak yaşta eşikten atladım; herkesin, birbirine karıştığı günü beklerim.

Yol yorgunluğu ya da kıtalar arası mesafeyim. Kırığın kesiğiyim. Aidiyet ve sadakatin kiriyim. Bir otobüste kornayım. Tam bir çocuk oyuncağıyım. Topaç ipiyim. Çarpışan bilyelerden çıkan sesim. Bir ayakkabının tabanına durduk yere yapışan inatçı ve parlak renkli sakızım.

Ben kainatın sonsuzluğu ve kederin ağırlığıyım. Uzaya fırlatılan ilk maymunun boş bakışlarıyım. Evcil köpeğin kıçındaki pireyim. Yerini yadırgayan bir çakıl taşıyım. Gölgenin sadakati ve kelimelerin gücüyüm. Anın içerisinde barınmak ve bana armağan edilen günleri kutsamak adına çabalarım.

Yosun tutmuş kayayım. Damar yoluyum. Balçığım. Pille çalışırım. Yaşlı bir geminin, ritminden yoksun kalmış dümeniyim. Ben, halıdaki oryantal motif ya da devinim halindeki rengarenk desenim. Ben içimde biriktirir ve yine içime doğru kusarım.

Kat edilen yol ve boş vaatler uğruna dökülen kanım. Yaşlanan ve de ölenim. Antik bir kalkandaki çentiğim. Ağızda kalan metalik tadım. Topraktaki solucanım. Bir ağacın dalından süzülen sarı ve solgun yaprağım. Rüzgarın ıslığı, sarılmanın büyüsüyüm. Havayı içime çekmek zorundayım.

Televizyondan alacak bir şeyim yok. Silah sesi ve insan etine saplanan kurşunum. Haz almak için çabalarım. Fırından yeni çıkmış sıcak bir ekmeğim. Saklambaçta ebeyim. Hoşuma giden çoğu şeyin peşinde yorulmadan koşabilirim.

Bir yere oturursam, oradan kolay kolay kalkmam. Yarıştığım spermler arasında birinciyim. Kadınlara hayranlık duyarım. İyinin ve kötünün ötesindeki tarlayım. Güzelliğin ve çirkinliğin ta kendisiyim. İçinden çıkmanın zor olduğu bir ikilemim. İdrak kabiliyeti ve kavram karmaşasıyım. Birkaç satır ve uzun bir paragrafım.

Mağaradaki yankı ve dağların görkemiyim. Manyetizmayım. Gözlükteki buharım. Islah olmam gerek çünkü yaratılışın amacı benim. Bir tuvaldeki en keskin, en aykırı ve de en cırtlak fırça darbesiyim. Tarihe damga vuran kişiyim. Görünmez iplerim var çünkü ben bir kuklayım. Tecrübeden çıkartılacak ders ve geleceğe yapılacak yatırımım.

Firavunun kırbacıyım. Naylon bir gitar teliyle bazılaşan insanların kulak zarını delerim. Ben, infaz esnasında giyotine yapışan insan artığıyım. Bayağılığı sevmem. Ağaçlar benim dostumdur. Ben lanetliyim ve ben kutsanmışım. Olduğum yer ve olmam gereken yer arasındaki fark kadar ıstırap çekerim.

Ben, kralın veliahtıyım ve onun gölgesi, omuzlarımın taşıyabileceği en büyük ağırlık. Tahtı benim, bana ait. Sırtını dönmüş olanın, ancak arkasını görebilirim ve başımı okşayan eli ise öpmekten çekinmem. Bu sebeple de memnun hissetmeden memnun etmeyi ve sadece bunu sergilemekten mutlu olmayı öğrenmeliyim. Kör gözlerim, törpülenmemiş dilim ve taştan bir kalbim var.

"Sen" olmadan, "ben" de olamam; çünkü işin gerçeği ben senim.