Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Şiir Denemesi - 1

Sen! Toplum kenesi. Kendinden başka herkese hükmetmeyi amaç edinmiş bir sömürge devleti, belki de tiranlık. Sen, bir başkasını hissedememe noksanlığı. Kemik torbası ve kıl yumağı. Toz topağı ya da kan damlası. Rüzgarda savruldun, bölük pörçük ve yarımsın. Sen, Geçmişinin en karanlık safhasına yırtık bir perde çekmiş vefa yoksunu. Sen, belki de tüm insanlığın el ele tutuşup kül olma hazırlığına, hızla kibrit çakmış hırçın endişe yumağı.  Karnı hep aç olan ve hep kendini yücelten. İnan bana, en güzelini sen giyersin. En gencimiz de sensin. Senden iyisi yok. Saç modelin en güzeli. İyi ki sakallarını kestin. Vay be ruj sürmüşsün ve sana çok yakışmış. Bak, yurtdışına da çıktın. Senin söylediklerini, kim söyledi ki şu zamana dek? Harikasın! Keyfin gıcır. Hey baksana, aramızda en akıllı sensin! Hayatın boyunca, onca şeyi başardın. Senin mertebene herkes erişemez, bunu biliyorsun. Etin de çürümez senin. Senden beceriklisi yok. Ellerin konuşur, Yüreğin ise tatilde. Canın mı sıkkın? Endişe e...
Bataklıktayım. Hareketsizken sonum yavaş yavaş geliyor ancak haliyle bazen canım sıkılıyor ve var gücümle debelenmeye çalışıyorum; debelendikçe de sona kavuşmak hız kazanıyor. Neyse ki her sonun bir başlangıç olduğu düşüncesiyle kendimi kandırabildim.

İçeriden Sızanlar

İki gözüme birden, deneyime dönüşmek adına usulca ilişen bir manzaradan keyif almam yani sorgulamaya fırsat bulamamam ve gerçekten deneyim olarak özümseyebilmem için, o manzarayı kendi gözlerimden değil de gözlemci olanın gözlerinden seyretmem gereklidir.
Mükemmelliyetçi tavrın aşağılığı, tatminsizliğin bencilliğini ve acizliğini kişiye en çirkin biçimde sunar.