Parçalanmış & Sıkışmış

Bulutlar ağladığı vakit,
düşen her damlada sırılsıklam ıslanan.
Her şiddetli fırtınada
zerre zerre dağılan, 
kuytu köşeye savrulan.
Sigarasını yaktığı zaman,
anın içine hapsolan.
Her daim,
her şeyde yitik olan,
noksan olan.
Kum tanesi,
ruh kiri,
Hepsi kaybolur zamanla; zamanda.
Ancak o
göremediğinin içinde hapsolan
ve çürük duvara yaslanan.

İçinde harlanır alev lakin
yangını başlatan kendi değil.
Suda bulur çareyi lakin
tutabilecek nefese sahip değil.
Berrak değil,
saf değil,
Ağzından çıkan laf değil.
Göğsünde dolanıp duran can değil,
candan değil.
Yansımasını arar
arar ama göremez,
hiçbir ayna ya da canda;
çünkü hiçbir ayna aynı değil,
ve hiçbir can anda değil.

Mutluluğun kudreti ve o
diler ondan payına düşeni.
Lakin mutlu edemez kendini 
ve de tanışık olduğu kimseyi.
Güneş'in merhamet yüklü okları,
Ay'ın geceye karşı tuttuğu kalkanı.
Hepsi ebediyetle bir,
uzaktan okşar teni ve nefesi. 
Kan kırmızısı,
köpük köpük
ve isli kadehten gülen zehir,
mantığı kemirerek tüketir.
Mantığın olmadığı yerde
o tanımaz kendini
ve de hiç kimseyi.