İçgörü
Herhangi bir seçenek yok. Hayat, düz bir çizgiyi andırıyor. Kusursuz bir çemberden bozma, muntazam ve kısıtlı bir yapı. Döngülerinin tümü sayılı ve her bir detayı daha en başından özenle hesaplanmış. Başlangıcı ve sonu aynı, arada kalan her şey belirsiz. Sadece kendi kanunlarına itaat ederek çalışıyor ve size hükmediyor.
Yanılsama ise çok sonradan sahne alıyor: gözlerinize karanlık bir perde indiğinde ve artık her şeyi görebiliyor olduğunuz yalanına inanmaya başladığınızda. 'Neden ben?' ya da 'ya şöyle olsaydı?' gibi sorular, hislerden oluşan formlarını sadece sizin için oluşturmaya başladığında. Tüm soru işaretleri, şimdi size hizmet etmek için can atıyor ve siz onların arasında kaybolmayı arzuluyorsunuz.
Sonrasında, bir an için durup geriye baktığınızda hayatınız, sanki dalları yeni budanmış bir bonsai ağacı veya çok çatallı bir şimşek gibi görünüyor. Bir kökten, bin bir yöne yayılmış, bütün ve sistematik bir manzara. Motifleri, agresif bir virüsün hareketlerini andırıyor: yayılmaya, kuşatmaya ve fethetmeye hazır. Her bir dal, sanki yavaş yavaş ilerlemeye devam ediyor, fakat emin olamıyorsunuz. Bu gördüğünüz şey, sizsiniz; ya da daha doğru tabirle şimdiye kadar seçtiğiniz her şey.
Ve anlıyorsunuz ki tüm bu ihtimaller arasından bir şeyi dahi farklı yapmış olsaydınız bu 'siz' değil, geriye bakan ve farklı bir soru dizisini, tüm gördüklerine ve yaşadıklarına yönlendiren başka biri olurdu. Yani seçimleriniz sayesinde kendiniz için bir tanım yapabilme gücüne sahipsiniz. Tecrübe ettiğiniz ihtimaller adına sorduğunuz sorular, karşı karşıya kaldığınız ve sonucunda tercih ettiğiniz her şey, size şekil vermiş. Siz, seçimlerinizin kümülatif toplamı kadarsınız.
Böylelikle sizi siz yapanın, seçtiğinizi sandığınız şeyler olduğunu anlıyor, gerçeğin inandığınız kadar olduğunu keşfediyorsunuz. Ancak gerçeğin, hayatınızda gerçekleşen her şey için besleyip büyüttüğünüz inanç kuvveti ile hiçbir ilişkisi olmayabilir. Hayatın, sizin seçimlerinizden ibaret olduğuna inanmak, biraz küstahça değil mi?
Belki de şimdiye dek hiçbir şey seçmediniz. Durum böyleyken özgür seçiminiz nerede?