Bukowski

Böyle geldik,
böyle gidiyoruz.
Tebeşir yüzlü gülüşler gibi,
Bayan Ölüm'ün gülüşü gibi.
Politik manzaraların yok oluşu gibi.
kaypak bir balığın,
kaypak avını beklemesi gibi.

Bizler böyle geldik,
böyle gidiyoruz.
Çok masraflı hastanelere gideriz,
oralarda ölüm çok daha ucuza gelir.
Çok kazanan avukatlara gideriz,
Çünkü suçu kabullenmek daha ucuza gelir.
Kodeslerin tıka basa dolduğu,
tımarhanelerin kapatıldığı bir ülkeye;
kitlelerin, ahmakları,
zengin kahramanlara dönüştürdüğü bir ülkeye doğru gidiyoruz.

Böyle geldik,
böyle yaşamaktayız,
bu yüzden ölmekteyiz.
Kısırlaştırılmış,
dışlanmış,
mirastan yoksun bırakılmışız.

Sırf bu yüzden,
parmaklar tepkisiz tanrı'yı göstermekte.
Parmaklar içkiye,
haplara ve tozlara uzanmakta.


bu hazin,
öldürücü yerden
dünyaya gelmişiz

sokaklarda gözler önünde işlenen cinayetler cezasız kalmakta
sokaklarda silahlarla başı boş çeteler hüküm sürmekte
ülke işe yaramaz hale gelmekte
yiyecekler gittikçe azalmakta

herkes elinde nükleer güç bulundurmakta
Patlamalar sürekli dünyayı sarsmakta.
Radyasyonlu insanlar,
radyasyonlu insanları yiyecek.

İnsanoğlunun ve hayvanların, çürümüş bedenlerinin kokusu rüzgarla yayılacak.
Daha önce, eşi benzeri görülmemiş harika bir sessizlik geliyor...

İşte böyle bir yere gelmişiz,
Güneş orada bir yere saklanmış,
bir sonraki bölümü bekliyor.