Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Titreşimler ve Çığlık

Yaşam boyunca, yaşam tarafından bozulmuş olan insanlar ya da bir biçimde bozuk doğmuş olan herkes; tüm pis ve lanetli yaratıklar, kusurun anlamını bilmeyen ya da tatmamışları bozulmaya maruz bırakıyorlar ve belki de gelecek için en tehlikeli kitle imha silahını üretmiş oluyorlar.  Karanlıktan türemiş bir virüs, herkesi ele geçirmenin peşinde.

Dar Oda Toplantısı

Kimi istediysem ya da aradıysam; neyi keşfettiysem ve şimdiye dek ne öğrendiysem, bulduğumda hep o olduğumu, ona dönüştüğümü ya da kendimi, o şeye bir biçimde yakın pozisyonlandırdığımı hissederdim. Bu, benim için, hep otomatik işleyen bir yapıydı. Başka şeylere özenmek, kendin olmak yerine, başka bir şeyi ya da birini giymeyi arzulamak. Kendinden kaçmak ve olmak istediğinden medet ummak. Ancak bunun aslında yanılgıdan ve işkenceden başka bir şey olmadığı, hep bariz bir gerçekti. Belki de bunu kabullenmekte, geciktim. Çünkü tüm dünyayı ve onun işleyişini yutmaya kalkışmıştım. Ve hep bir şeyleri alt edebilecek kadar güçlü olduğumuzu sanarız ve ne kadar fazlaysak da kendimizi, o kadar aynı hissetmek zorunda bırakırız. Ne kadar şişer ve ne kadar çoğalırsak, o kadar lanet doğururuz ve üzerimizdeki lanet başkalaşımı, var olduğumuz yerde gelişmeye tercih eder; sadece bizden intikam alabilmek adına. Bütün karanlık aynı noktadan, aynı yöntemle enseler bizi; tıpkı bizim onu aynı delikten üfledi...
Renkten renge, en kusursuz doku ve örüntüye anı anına bürünebilen bir varlığın hayal gücünü hayal edin.
Saçlarım gökkuşağı ya da tırnaklarım zümrüt  olsaydı, hayal gücüm onları kıl ve kemiğe dönüştürür müydü?

Dolunay

Zihnin kendine has yöntemleriyle ördüğü korkunç izolasyonu içsel çabamız sayesinde yok saymak, duygularımızı yumuşatır, bağımızı çözer ve rahatlamamız için bize anlık bir olanak sağlar. Süregelen ve alışkanlık haline gelmiş tüm eylemleri bir şekilde yırtıp atabilmek ya da bireysel hendeklerimizin farkına varmadan bir adım atmaya kalkışmak ise tüm hareket etme kuvvetimizi yavaşça sömürür, sindirir ve böylelikle yeni ya da doğru hamleler yapma arayışına doğru hızla itiliriz.

İnsan Biyolojisi

Duyguların konuk olduğu yoğun zıtlıklar, yönlendirmenin imkansız olduğu ani inişler ve çıkışlar. Geriye hissetmek ve davranmak kalıyor.

Aşırı ve Aşınmış Bir Kişi, Kendi Ağıtını Yazdı

İhtiyaç duyduğu çok şey var. En önemlisi bir mucizeye ihtiyacı var. Bir mucizeye ihtiyacı var çünkü o bir insan, bir cahil, bir boyun eğen ve bir hareketsiz. Kendini, düşüncelerinin sınırsızlığından yola çıkarak farklı ve nadir kılan, fakat düşüncelerinin büyük bir kısmının, gerçekleştirdiği eylemler sayesinde şekillenip geliştiğini çözümlemekte geç kalmış biri. Zekasını kullanabildiğini sanıyor ancak zekasını kendine zarar veren şeylere harcadığı gün gibi ortada. Hislerinde her şeyin farkında, fakat herhangi bir şeyi değiştirmek elinde değil. Bir durumun akışına müdahale etmek ya da kendi lehine çevirmek gibi bir yeteneği yok. Şu zamana kadar gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeye devam ettiği tüm sıra dışı eylemler, bir şekilde etkisini gösteriyor. Bu etki gözle görülebilecek kadar ve eskiden sahip olduğu şeylere tekrardan sahip olabilmek için açlık duymasını sağlayacak kadar büyük. Kendini istemsizce kıyaslıyor. Geçmişiyle ya da başkalarıyla boğuşup duruyor. Sahip olduklarına, sahi...