Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Heimlich Manevrası

İçinde barındığımız gerçeklik ile içerdiği tüm elementler arasındaki kuvvetli ilişki, bir örümcek ağına benzetilebilir. Gerçekliği düşüncelerimiz ile örer, hislerimiz ile düğümler ve sarf ettiğimiz kelimeler aracılığıyla da şekillendiririz. Onu gerektiğinde büker, gerektiğinde gerer, bozar, süsler, parçalar ya da dağıtırız. Ya da bunların tümünü yaptığımızı sanar ve buna inanırız. Gerçeklik, kişinin hali hazırda sahip olduğuna inandığı beceri ya da nitelikler sayesinde tespit edebileceği herhangi bir şablona sahip değildir. O, kişi sadece içinde barındığı anın tam merkezine ulaştığında esas formuna kavuşur. Onu biraz da olsa algılayabildiğimiz tek yer orasıdır ve oradan bize yaşam kuvveti aşılar. İçinde barındırdığı her bir element, önceden belirlenmiş hedef noktası sayesinde gideceği yere ve yöne itaat eder ve sadece o doğrultuya odaklanır; tıpkı yaydan çıkmış bir ok gibi. Hedefe ulaştığında ise kilitlenir, oraya tutunur ve orada oluşmaya başlar. Tıpkı rahme tutunan ve oradan beslen...

Petrikor

Bizi biz yapan şeylerin toplamı arzularımızdır. Arzular, arzuladığımız şeyleri ya da olmayı arzuladığımız kişiyi kendimize doğru çekmemize yardımcı olur; ete geçirilen küflü kancalar gibi. Ve bu çekimin hızı, arzumuzun ne derece kuvvetli olduğuna bağlıdır. İşin gerçeği, istediğimiz şeyleri, istediğimiz formunda karşımıza çıkartan arzulardır. Hatta ve hatta, bizleri sürekli olarak bir şeyler istemek zorunda bırakan da onlardır! Uzun lafın kısası, arzu esas olduğumuz şeydir, yaratılış özümüzdür. Arzularımız aracılığıyla kendimize doğru çektiğimiz şeyler, o şeyleri nasıl kullandığımıza göre bize ya eklenir ya da bizden eksiltir. Ancak bu süreç, insanı olması gereken formuna kavuşturur, olgunlaştırır. Yani burada bir hesap yapmaya kalkışan kişi, doğruyu ya da yanlışı, iyiyi ya da kötüyü, yani menfaatine odaklı tüm olasılıkları denkleme dahil etmemelidir çünkü sağlıklı olan budur. Sonrasında ise arzuyu doyurmak için eylem devreye girer. Yaşadığımız dünya, aksiyonların dünyasıdır ve aksiyonu...

Keskin Sakala Öpücük

Küçükken, ailecek yemek yedikten hemen sonra dedem ellerimi yıkardı. Sıvı sabunu sevmezdim. Kalıp sabunu kendi ellerinde güzelce köpürtüp, biriken köpükleri gelişigüzel bir şekilde benim avuçlarıma yerleştirir ve sonrasında ellerimi durulardı. Çok eğlenirdim, iyi anımsıyorum. Hayat bu ya, bugün dedem vefat edeli tam bir ay oldu ve evimde sabun bitti. Sonra da aklıma bu anı geldi.

Haz Sayacı

28-29-30-31