Hardal Rengi Kazağım
Bazılarımız, bizi biz yapan yegane nitelik olduğu varsayılan empatiden yoksun olduklarını, çeşitli eylemlerle düpedüz bizlere gösterir. Bu insanların, tüm "sen" merkezli düşünceleri, anlık muhakemenin, bireysel zıtlıklar ve arzuların oluşturduğu ağın içerisinde çırpınır durur.
Onlar için bir aksiyon ya da durumu var eden kişiler ve o kişilere ait olan her şey göz ardı edilebilecek kadar önemsizleştirilebilir. Yani onlar için her şey, harcanabilirdir. Ve bu bilinçli kıymetsizleştirme durumu, her zaman için efor sarf etmeyi gerektirmeyecek kadar kolay ve savunulabilirdir.
Bu kişiler için başka bir insana ait olan ya da insancıl olan her şey, reddedilebilirdir. İnsan olmaya dair olan tüm kavram ve değerler, başkaları tarafından değil, yalnızca onların gözünden nitelendirilebilecek kadardır.
Empati dediğimiz bu sorgulanabilir ve güvenilemez kavrama sahip olduğuna inananlar ise, insan olmak peşinde olduklarını savunur. Her daim insancıl olmak odaklıdır. Fakat ne yazıktır ki bir süre sonrasında başkaları odaklı düşünmeleri sebep, esasen kendilerini düşünebilme eyleminin önemini yitirirler. Kendilerini değersiz kılar ve nitekim hastalanırlar. Yani işin özünde çok düşünen de kaybetmiştir, hiç düşünmeyen de.
Mühim olan şey, her daim dengeli ve iki ayak üzerinde yürümek için ter dökmektir.