Hayal Gücü ile Gelişip, Bilinçaltından Fırlayanlar I:
Kurşun geçirmez bir gülücük ve kulak yırtan çığlıklarla doldurulmuş bir pompalı tüfekten hızla çıkan, bir çift keskin gözün delici bakışı, ceplerini Ay ve yıldızlar ile doldurduğunu sananların tam kalbine odaklı ilerlerken; emekleyerek büyüyebildiğini iddia edenler, yolun sonunda patlayıp, onların etrafını saran havaya karışacak, havayla bir olacak. Ve sıcak renklerle örülmüş olan günbatımı, gökkuşağına sarılı sigarasını Güneş ile yakıp tüttürürken, keyifle olan biteni izleyecek.
Sonra kan kırmızısı dere buz tuttuğunda ve ağaçlar, sabahın ilk ışıklarına kadar ıslık çalmayı sürdürdüğünde, gölgeleriyle oynayan masum çocuklar, hakikat ile buluşacak ya da kafa kafaya çarpışıp, göt üstü yere düşecekler. Hakikatin yadsınamaz kudreti, tüm çocukları birer birer toplayacak. Tek bir kapta yoğurup, ortalama insanı yaratacak.
Ardından, gökyüzünde asılı olan tüm bulutlar aniden yarılacak. Okyanuslar köpürecek, dağlar şahlanacak ve bir zamanlar yarım yamalak bir sevgiyle beslenmiş olan herkesi ve de her şeyi hedef belleyecek. Düşünceleri kusurlu ve kalbi taştan olan herkes, ilahi giyotinin altında yer almak için kucaklarında taşıdıkları kelleleri ve hür iradeleriyle sıraya girecek.
Bu izdihamın belirsizliği, herkesin arzuladığı şeye dönüşecek. Bu toplu katliam, herkes için bir festivale dönüşecek.
Gündüz, geceyle sevişecek. Arda kalanlar, geceleri beyaz güvercinlerin, gündüzleri ise siyah kargaların kanat tüylerini tükürüyor ya da kusuyor olacaklar.
Zeytin ağaçları kururken, dalları çatırdayacak ve çığlıkları boğuk bir kahkaha dönüşecek. Bu kahkaha, tüm kulakların duyduğu son ses olacak.