(Hava Serinken) Bazı Balkon Savaşları

Suskunum ve yine sessiz kalmayı tercih edenim. Bir nevi kaçanım ya da kaçmaya yeltenen. Tüm bunlar sonucunda da şikayet sebebiyim.

Ağzımı açtığım vakit uzlaşım ve anlaşmaktan uzak olacağımızı bilen ya da kendince bildiğini varsayanım. Ben derken esasen de beni alaşağı edenim. Hiçbir şeyim, belki de her şeyin sorumlusu.

Suçluyum ve suçumu, suçlu olmadığımı kabul ederek inkâr ediyorum. Bu harlı tartışmanın içerisinde sadece "evet" ve "hayır" kadarım. Suratıma savurduğu sözcükler karşısında hayrete düşen benim ve sarsılan ya da yere kapaklanan.

Yıkamayacağım bir algı, demirden bir inat ya da özenle kurulmuş bir ilüzyona olan inanç karşısında parçalanıyorum. Sebebini bildiğim bir haklılığın karşısında tepkisiz olmak için anbean eksilmekteyim.

Şu an karşımda ve yaraladığı yerden, hiç acımadan delip geçiyor. Belki delip geçen benimdir. Tüm deneyimleri, tekrar halinde, bir döngüymüş gibi yaşadığımız için, hiçbir şeyi aynı kefeye koymadan değerlendirmek, bizim için belki de en büyük gayret. Çünkü ikimizden biri, sonucun bir sefer de olsa farklı olma ihtimaline bel bağlamış, bekliyor.

Gerçek şu ki, bekleyen benim. Nitekim kabullenen ve kabul edilemezliğim. Artık çarpığım. Kırgınlık ve sert yara kabuğuyum. Akan kandaki demir tadıyım. Kendime sarılamıyorum ancak uyurken onu yanağından öpeceğim biliyorum. Uykuyla aram bir süredir iyi değil.