Kayıtlar

Şubat, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendi Kendini Ameliyat Etmeyi Bilmeli ya da Terzi Kendi Söküğünü Dikemez

Yaşantılarımızın içeriğini oluşturan her bir element ile uzlaşmak ve sahip olduğumuza inandığımız şeyler ile tutarlı bir ilişki içerisinde kalabilmek bir kuvvet ve olgunluk belirtisidir. Sabırlı ve istikrarlı olmak ve bir başkasının sorumluluğunu üstlenmeyi bilmek bizi biz -yani insan- yapan niteliklerdir.

Küçük Şeyler İçin Uygulanan Büyük Kuvvet

Gevezeliğim tuttuğu ve ihtiyaç duyduğum için yazmak istiyorum. Dünya üzerinde neredeyse 9 milyar insan yaşıyor ve anlaşılan o ki herkesin sahip olduğu, ancak sadece bana ait olmayan bir şey var. Kolektifin kendi içinde paylaştığı ortak bir giz. Herkesin, birbirine eşit biçimde pay ettiği ve sadece benden sakındığı bir nitelik. Karşı konulamaz bir güç. Sadece ve sadece benim sahip olmadığım, kökleri belki de doğaya uzanan bir kuvvet. Hayatın bana emrettiği şekilde, ona karşı geliştirdiğim bu sıra dışı yaklaşıma ya da aramızdaki bu yarı hastalıklı ilişkiye, bundan daha rasyonel bir izah getiremiyorum. En azından bugün; yarın elbette her şey değişir. Sonuç itibariyle bilinir ki aşk, her daim nefrete gebedir. Ve hayat, insana aşıktır. Lafı fazla evirip çevirmeden, direkt konuya girmeli. Bakıyorum da herkes, kendine büyük bir kolaylıkla inanıyor. İş kim oldukları, nelerden hoşlandıkları, nelere sahip oldukları, ne için yaşadıkları ya da ne için ölecekleri gibi mühim konulara gelince herkes,...

Mea Maxima Culpa

Hadsizlik ile  yalandan birkaç cümle. Ona dedim ki: "Bana yardım et, mutlu et beni ki mutlu edebileyim beni çevreleyenleri. Dağıtacağım şan ve şöhretini, beni bilen, bilecek seni ve gerçek sarmalayacak herkesi". "Benim sayemde olacak hepsi ancak hemfikir değilim kendimle ve başkalarıyla ve dünyayla. Kısacası seninle. En azından bugün için, yarın her şey değişir ve yine sayarım, severim seni. Gerçek şu ki bugün neyse, her şey o kadar. Yani biliyorsun işte, aramız limoni..." "İnanmıyorum da artık hiçbir şeye. Neden inanayım ki? Çocuk muyum ben? Bir türlü büyüyemedim mi? Kurulu bir düzen varmış göremediğim, kazıyarak gözler önüne sereceğim. Bir amaç uğruna çaba sarf etmek ne zormuş, Amacı önemli kılamadığın anlarda." "Kaçamak işler hepsi, palavralardan örülü bir duvar var, sürekli tosladığım fakat asla geçemediğim. Cüssemin, görünenin iki katı olduğunu öğrendim. Bir kişide iki kişi nasıl yaşayabilir ki?" "Güvenmiyorum yaşadıklarıma, Uzlaşmak ço...

Çarpıcı Gerçekler

İnsanın içselliği, daima hareket etmeye mahkumdur. Bu nedenle hisler, doğurgandır, yeni hislere gebedir. Onlar her birimizin içinde tıpkı bir annenin rahmi gibi yavaş yavaş kasılır, genişler, manevralarını tekrar eder ve doğru vakit gelince de doğurur. Her bir his, potansiyel taşıyıcıdır. Bizler, gündelik yaşantılarımızda, bu dünyaya ait olan ve onun kanunları ile sabitlenmiş h er bir aksiyonu, tekrar ve taklit ederiz. Hayat, bir amaç uğruna üzerimizde işler. Doğa, durmaksızın çeşitli ve görkemli eylemler sergiler. O nedenle herhangi bir amaca tutunmadan, kendimizi herhangi bir şeye adamadan  büyümek -ya da gelişmek- geçirdiğimiz her saniyede, hür irademiz ile ölüme biraz daha yaklaşmayı tercih etmek demektir. Reflekslerimiz, bizi kolayca yapabileceğimiz bazı hatalardan, mucizevi biçimde kurtarır. Elin hızla hareket ettirilip, düşen bir nesneyi daha yere değmeden kavrayabilmesinden söz etmiyorum; içsel mekanizmamıza ait, kontrol sahibi olmadığımız sezgilerden söz ediyorum. Bir hist...