Sessizlik Seksidir
Şimdiye dek sözcükler ile dans etmeyi sever ve iyi de dans ederdim. Ancak artık ara sıra ritmi kaçırdığım ve tökezlediğim oluyor.
Kendimi ve içinden geçtiğim bu durum ile olan ilişkimi incelediğim zaman, altta yatan en temel sebebin, sahip olduğum, halihazırda kişisel haznemde bulunan sözcükleri kullanarak arzuladığım sonuca varamayacağıma dair net olmayan bir farkındalığı, bir cümleyi henüz inşa etmeye başlarken edinmemden; yani haz ve arzunun içimde anı anına birbirine temas etmesi ve birbirlerini iptal etmesinden kaynaklandığını tespit ediyorum. İçselliğimde yaşadığım basit ancak etkili bir kısa devre.
Ve nitekim buradan belki de şöyle bir sonuca ulaşıyoruz: henüz üzerinde çalışılmamış ve henüz düzeltilmemiş olan düşünceler ya da düşünce taslakları, genellikle doğru ve başkaları için faydalı kelimelere gebe değildir, yüksek olasılıkla olamaz da.
İnsanın içinde barınan hiçbir şey, bir hışımla ve gelişigüzel bir biçimde dışarı çıkmamalı, bir başkasına sunulmamalı. Kişi, her daim davranmadan önce kendine hesap yapmak için belirli bir süre tanımalı ve bunu da bir alışkanlık haline getirmeli. Bu süre, o kişinin sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için hayatında kullanabileceği en önemli araca dönüşmeli. Çünkü alışkanlık, ikinci doğamız olur.
Daha genel bir yerden, tüm bu laf salatasını özetlemek gerekirse, yıkıcı olarak niteleyebileceğimiz tüm kuvvetler, yapıcı olanlar ile yer değiştirmeli ve yapıcı olan kuvvetler, bütünleyici bir yapıda bizlere hizmet etmeli, pozisyonlarını korumalı. Çünkü ayrılığın ve bencilliğin her türlü formu, bizleri yönetiyor ve git gide daha da ilkelleştiriyor. Ve hiçbirimiz, bununla hemfikir olmak zorunda değiliz, ancak hayat bize öğretir, öğretecektir.