Ödevi Es Geçmenin Cezası

Git gide eriyen ve formunu yitiren insanlar, oluşturmak zorunda hissettikleri düşünsel ve özenli komplolarını, kurgulamak ile meşgul. Onlar, arzularını gerçekleştirmek adına çaba sarf etmek istemiyorlar.

Okuduklarından, duyduklarından ya da öğrendiklerinden, kısacası çevreden aldıkları tüm verilerden bolca şikayet ediyor ve kendi doğrularını, başkalarının doğrularını hiçe sayarak en üste yerleştirmeye kalkışıyorlar. Egoistik bir tavır, perdenin ardında ellerini ovuşturuyor.

Bu kişiler, kendilerine ait olmayan davranışları sergilemeyi severler. Başkalarını hiçe saymak, şu zamana dek dürüstlüğün ve samimiyetin ne olduğuna dair herhangi bir hassasiyet geliştiremediklerindendir.

Onlar, yaşantının içerisine gömülü basit ve küçük detayları gözden kaçırmaya ve anlamsız bir hissiyat yumağı içerisinde yanıp tutuşmaya mahkumdurlar. Hayatın iplerinin ucundaki kuklalar, onlardır.

Bütünüyle ve hepten unuttukları şey ise, o çok korktukları şatafatlı sonun kapılarını her an, her şekilde çalabileceği ve tam da bu yüzden çok isteyip de yapamadıkları ya da sarf edemedikleri tüm eylem ve de kelimeler, zamanı gelince bir olup yakalarına yapışacak ve haklı isyanlarının karşılığını, her birinden talep edecekler. Her şeyi onlardan söke söke alacak ve onları dört bir yandan kemirecekler. Dişlerini dökecekler, saçlarını yolacaklar, gözlerini oyacaklar...

İşte o vakit, karşı konulamaz pişmanlığı tatmak, onların yaşamak zorunda kalacağı en okkalı işkence olacak.

Bu hayatta herkes kendi ilmeğini, kendi boynuna geçirir.