Bilinçaltı Sırıtıyor

Rüya görüyordu.

Gecenin karanlığında, bir vadinin tepesinde sadece ikisi vardı; O ve yine O (ya da M). Sıcak bir rüzgar esiyordu. Hızlı adımlarla ve yan yana vadiyi tırmanıyorlardı. Etrafta hiç ışık yoktu, sadece tepelerindeki, onları her hamlelerinde takip eden loş ve mekanik spot ışığı. Hareketlerinde, sanki bir şeye yetişmeye çalışıyorlarmış izlenimi veren bir ivedilik vardı. 

Tırmanırken ateşli bir sohbet etmenin peşindeydiler ve ediyorlardı da. Nefesleri kesilmiyordu. Tam bu sırada O, dayanamayıp heyecanla ettikleri diyaloğu keskince keserek ona içinde birikenleri dile getirdi. Çünkü içini tamamen kaplayan buydu ve artık tutamayacağını anlamıştı. İçinde biriken sevgi, dilinin bağını çözdü. Cümlesini bitirmesine daha fırsat bile bulamadan aynı karşılığı aldı ve ne olup bittiğini dahi anlayamadan, sanki otomatik bir formda, birbirlerine büyük bir tutkuyla sarıldılar.

Sonra uyandı.