Köpek Dişi
Işıktan örülü tacının altında, yüce bir Kral, ihtişamıyla oturur. Kral'a sadâkat yemini etmiş on adam, şafağın sökmesi için birleşmişti. Her birinin karşısında yedi huzursuz geceden doğan, yedi obur canavar. Dişleri kenetli, pençeleri sivri. Günahkârın etini delen iki oynak çivi. Ruhu ilmek ilmek ören bin bir kesik harf. Akılda özgürce dolaşıyordu soru işaretleri. Alından akan her bir damla ter, mühürlü avuçlarda birikmişti. Adamların isimleri belirsizdi. Kimisi kandı, kimisi gözyaşı. Her biri, ekmeğini çaba sarf ederek yemeye niyet etmişti... Ve kurtuluşu çağıranlar uğruna yükseltilen bir dua, tüm göğü inletti: "O, bizim sığınağımızdır. Dağlar, denizin kalbine çöktüğünde korkan biz olmayacağız." Ancak Adem'in dili kaygandı ve kemiksiz. Şimdi, bir zamanlar gururlu olan tüm kayıp şehirlerin yerle bir olması için geri sayım vakti. Hiçlik ile yüzleşen halkların, bu son kıvrak dansı ve yalandan sevinci. Yalnızlık ile zehirlenmiş olanlar, bu köpürmüş salgında can verecekti...